14 Ocak 2011 Cuma

Hasretinden Prangalar Eskittim

   
Seni, anlatabilmek seni.
   İyi çocuklara, kahramanlara.
   Seni anlatabilmek seni,
   Namussuza, halden bilmeze,
   Kahpe yalana.

   Ard- arda kaç zemheri,
   Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
   Dışarda gürül- gürül akan bir dünya...          
   Bir ben uyumadım,
   Kaç leylim bahar,
   Hasretinden prangalar eskittim.
   Saçlarına kan gülleri takayım,
   Bir o yana
   Bir bu yana...

   Seni bağırabilsem seni,
   Dipsiz kuyulara,
   Akan yıldıza,
   Bir kibrit çöpüne varana,
   Okyanusun en ıssız dalgasına
   Düşmüş bir kibrit çöpüne.

   Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
   Yitirmiş öpücükleri,
   Payı yok, apansız inen akşamlardan,
   Bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene,
   Seni anlatabilsem seni...
   Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
   Üşüyorum, kapama gözlerini...

(Ahmed Arif)

Gülümsüyorum


Sokakta giderken,kendi kendime
Gülümsediğimin farkına vardığım anlarda
İInsanların beni deli zannedeceğini düşünüp
Gülümsüyorum...


(Orhan Veli Kanık)

Mavi Liman


 Çok yorgunum, beni bekleme kaptan.
Seyir defterini başkası yazsın.
Çınarlı, kubbeli, mavi bir liman.
Beni o limana çıkaramazsın...
                               
Nazım Hikmet Ran

Lavinya


Sana Gitme Demeyeceğim
Üşüyorsun ceketimi al
Günün en güzel saatleri bunlar
Yanımda Kal.
Sana Gitme Demeyeceğim
Gene de sen bilirsin
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim
İncinirsin
Sana gitme demeyeceğim
Ama gitme lavinia
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme Lavinya

(Özdemir Asaf)

Hüzün Kovan Kuşu


Öncelikle hepimize merhabalar...

Uzun süre ara verdigim blog yazımına geri dönmüş bulunmaktayım. Ve ilk paylaşımım da okumaktan zevk aldığım hoş bi yazı.. Bu yazı aslnda hepimizin bildigi, hepimizin içinde barındırdığı bi canlının; hüzün kovan kuşunun hikayesini anlatıyor bizlere..


Bir zamanlar birbirini çok seven iki genç varmış...Her gün aynı yerde buluşurlarmış...
Sahil kasabasının köhne limanındaki eski iskele üzerinde...
Muhabbetle birbirlerinin gözlerine dalar, zamanı unuturlarmış...
Bazen de susar, sadece denize bakarlarmış...
Bu hep böyle sürüp gitmiş...
Yağmurlar yağmış, karlar yağmış, baharlar gelmiş geçmiş...
Fakat sonra ayrılık rüzgarı esmeye başlamış...
O eski iskele, artık onların kavgalarına mekan olmuş...
Sonra adam gitmiş...Ardına bile bakmamış...Sanki hiç sevmemiş gibi...
Kızı öylece bırakarak...
Kız günlerce iskeleye gelmiş, yalnız başına oturmuş, ağlamış, beklemiş...
Bu ağlamalar günlerce sürmüş, günlerce...
Kız umudunu yitirmiş...
Fırtınalı bir gün, kız yine iskeleye gelmiş...Bir süre denize bakmış...
Gözyaşları yanaklarını ıslatıyormuş..."Bitti" demiş...
"Bu son günüm"
"Bir mucize olmayacaksa, ben gidiyorum"
Bir müddet iskelede oturmuş...Etrafına bakınmış...
İnanmasa bile bir mucize beklemiş, kendini durdurması için...
Yani O'u beklemiş...Olur da gelir diye, mucize ya...
Beklenen gelmemiş...
Kız ayağa kalkmış...Gözlerini yummuş...
Rüzgar şiddetle eserken "istediğim ufacık bir mucizeydi" demiş...

Sesi rüzgara karışmış, uzaklarda yankılanmış...Bunu hüzün perisi duymuş...
Kırmızı tüylü kuşa buyurmuş " git ve hüznü ertele"

Kuş uçmuş, kızın omzuna konmuş....Kız irkilip gözlerini açmış...
"Sen de nereden çıktın? "
Kuş "ben hüzün kovan kuşuyum.Sana geldim. Gözyaşını dök,yağmura karış.Ama pes etme.
Haydi dön evine...Dön ve uyu...Uyandığında herşey farklı olacak...Bu arada göreceğin rüyayı da unutma"
Kuş kızın yanağına gagasıyla değmiş ve uçup gitmiş....
Kız çok şaşırmış...
Verdiği karardan cayıp, kuşu dinlemek istemiş...
Koşarak eve gitmiş...Zaten yorgunmuş ya, kendini hemen yatağa bırakıvermiş...

O gece rüyasında ay yüzlü bir sevgili görmüş...Kendisine doğru gelen...Bir şarkı mırıldanan...
Gözlerini kamaştıracak kadar parlakmış rüya.Uyandığında gülümsüyormuş.
O güne mutlu başlamış kız...Ve sonraki güne de...
Günler sonra da rüyasıdaki ay yüzlü sevgiliyi buluvermiş...

Mucize yada değil, kız bunu yürekten istemiş...Sadece farkında değilmiş...

Hüzün kovan kuşu'nun bir hikayesi yoktur aslında, şarkı olmak dışında...Ama olsaydı eğer, ve ben yazacak olsaydım eğer, böyle olurdu...
Hüzünlü insanların omzuna konup, onlara ışık veren bir kuş yapardım onu...

Hikayedeki ay yüzlü sevgiliye gelince....
Bazen insanlar birlikteliklerini sonlandırır...Üzülüp, acı çekerler...Ağlarlar günlerce...Nedense ilişkinin hep iyi taraflarını hatırlarlar...
Hele de sokakları bir çıkmaz sokaksa, ne yapsalar nafile...

Sonra bir gün fark ederler ki, bu hüznü taşıyamaz olmuşlar...Çözümler düşünürler kendilerince...
Kendi benlikleriyle yüzleşmeyi de ihmal etmezler...
Akılları ve kalpleri der ki " bu acı fazla sana...Bırak eski bir anının eteklerini çekiştirmeyi...Ağır geliyor artık sana, anlasana...
Bak, hayat devam ediyor...Yeni bir başlangıç yapabilirsin...Hayat tesadüfler ve mucizelerle dolu..."

Bu düşünceleri kovarız hemen aklımızdan değil mi? Yaramıza sadık kalır, onu kaybetmekten korkarız hatta...Neden mi? Çünkü bir yanımız düşünür ki,
O yara herşeyimizdir..Onu kaybedersek hiçbirşeyimiz kalmaz...

Bir yanılsamadır bu...
Sonra yastıklarımızın ıslandığı nice geceler ağzımızdan dökülüverir " bu acı fazla...Bitsin artık"
İşte, bu cümle sonrası uykuya daldığımızda ( en yürekten söylediğimiz gece) hüzün kovan kuşu gelir, yanağımıza dokunur ve gider...
Sabahında hafiflemiş kalkarız...
Kendimizi yeni bir başlangıca hazır hisseder gibi..
Sanki eski anıyı, bir gemiye yükleyip, ardından el sallar gibi...
Sonrası belki mucize, belki çekim gücü...
Ay yüzlü sevgili geliverir...

Bir şeyi yürekten isterseniz olur, inanın bana...Bazen öyle denk gelir ki "mucize" den başka bir isim bulamazsınız...
Şu da bir gerçek ki,çekim yasası var, ben buna inanıyorum...
Ve hep söylerim ; "olumlu düşün olumlu olsun"
Kötü düşünceleri kovun kafanızdan...Hüzün kovan kuşunun varlığına inanın.( düşüncesi bile sizi mutlu edecektir, deneyin isterseniz)
Yeter ki değişimi isteyin....Siz istemedikçe hiçbirşey oluvermez kendi kendine ...
Öncelikle ufak şeylerden mutlu olmayı bilin...

Liste uzayıp gider...
Baharın gelişiyle umarım şu hüznü atabilirsiniz...Hepimizin üzerine kara bulut gibi çöktü çünkü...
Ben attım...Hüzün kovan kuşuyla tanıştım...
Ya siz? Sizce de o var mı?
Bir hikayeye inanmaya hazır mısınız?


Hepinize mutlu günler dilerim....