16 Ekim 2014 Perşembe

Çalıntı



Çalıntı cümleler kuruyorum sensizliğime 
Yoksa sensizliği anlatmak ne mümkün?
-namümkün-
Herkeste herşeyde biraz sen
Tüm isimlerden önce senin adın geliyor aklıma
Ne yana baksam sen
Yokluğun ne ağır bi bilsen



Ömer Can ALTUN

14 Ağustos 2013 Çarşamba

Ay ile



Ay, yarısını gösteriyor bu gece..
Dalgalar öfkeli,
Dalgalar hırçın,
Dövüyor kıyılarını memleketimin
Dövüyor kıyılarımı..
Kızıl desen değil gece turuncu hiç değil..
Uzaktan göz kırpıyor Ay
Gel, sen de katıl diyor bu hüzne..
Bir kibrit çakıyor geceye adam
Ay'ın hüznüne ortak oluyor..
Uzaktan bakıyor adam Ay'a
Kızıllığını, öfkesini, umutsuzluğunu ve mutsuzluğunu paylaşıyor gecenin..
Adamın yüzünde bir kızıllık parlıyor ara ara
Derin soluklarla birlikte..
Göz kırpıyor Ay ile beraber
Kavuşulamayacak olana, sevgiliye..



Ömer Can ALTUN

3 Mart 2013 Pazar

"Gittiğin yerde mutlu ol.."

 



Söylenebilecek o kadar çok şey varken seni seninle uğurlamak en kolayı be Baba..



"Gittiğin yerde mutlu ol.."














16 Ekim 2012 Salı

Liman Kırıntıları



Bahamalı martılar beni çağırdı
bir ikinci bahar gecesi.
Yalan söyledim
yırtık blucinli tayfalara
Seni sevmediğimi söyledim.
Oysa rıhtımlar
en şarkılı dalgalarla yıkanıyordu
Midye kabuklarında sakladım gözyaşlarımı;
Hastaydım
kırık kötümser bir öksürük yapışmıştı boğazıma
Seni unutmak gerekiyordu...

Bahamalı martılar beni çağırdı
bir ikinci bahar gecesi.
İskele fenerlerinin altında oturup
seni bekledim sevgilim
Ellerim ıslaktı, gözlerim ıslaktı.
Gelip caydırabilirdin beni gitmekten
Oturup sigara içer, anlaşabilirdik...
Sana tapacağım yalan değildi
benim olursan
Seni seviyordum, seni istiyordum...
Bahamalı martılar beni çağırdı
bir ikinci bahar gecesi.
Filler gibi içtim liman meyhanelerinde;
seni unutmak için içtim...
Senin sokağında geceler yıldızsızdı
senin sokağında gece yağmur yağıyordu
Ben zayıftım, çabuk ıslanıyordum
Bana sevmek yaramıyordu,
ben sevilemiyordum...
Bahamalı martılar beni çağırdı
bir ikinci bahar gecesi.
Sana bırakacağım bu kentin
üç semtinde üç damla gözyaşı döktüm
Birincisi seni ilk gördüğüm yerdi
ikincisi seni ilk öptüğüm yerdi
Üçüncüsü... söylemeye dilim varmıyor,
üçüncüsü bana git dediğin yerdi
İşte bu mısraları orda karalıyorum;
işte demir aldı şilebimiz
Gidiyor, gidiyor, gidiyorum... 




Edgar Allan Poe

25 Ağustos 2012 Cumartesi

Kumral Ada



Bilmez kimse söylemem
Pek mahremdir aslında
Kaçışım her kendimden
Bir dönüştür
buzlu aydınlığıma.
Köpekler ulur, itler pusuda
Sisli sokaklarda kalleş çığlıklar
Hem yalnızım, hem korkuyorum,lakin erkeklik var
serde susuyorum

Susuyorum Ada
Sen orada
Bildiğini biliyorum Ada

Bela tohumlarını taşır elma
Kendi cekirdeğinde
Bundan önce ve bundan böyle
Ne yapsa, ne etse
İnsanın
En büyük düşmanı
Sessizce
Kendi derisinin içinde
Susuyorum Ada
Sen orada
soruyorsun
ve nerede nerede nerede?




Buket UZUNER - Kumral Ada-Mavi Tuna



 

30 Temmuz 2012 Pazartesi

Mırıldanmalar

 I
 
 
 içimden dedim beraber yürüyelim olur mu
varsın gemilerimizi taşıyamasın sular
varsın yarı yolda uyuya kalsın
bize gönderilen bahar

içimden dedim beraber yürüyelim olur mu
varsın gölgemiz olsun hüzün
dilediği gibi uzatsın canevimize ayaklarını
varsın annemiz olsun tütün
hayat daha sert vursun yumruklarını
 
 
II

 
içimden dedim ilmeği kaçmış bir hayat bizimkisi
nedir alnımızdan öpmek için izimizi süren
kalmış mıdır kalesi düşmüş bir şehrin cazibesi
nedir yalnız bize yakışan bu serüven

bu serüven ki
bizden biri yaptı sırtımızdaki hançeri
ve terketti bizi huzur denen sevgili
kalakaldık, şaşkınlığın avuçlarında
billur bir kuş gibi
 
 
III

 
içimden dedim gömülü bir ırmağın yalnızlığıdır bu
beraber yürüyelim olur mu…
 
 
 
 
İbrahim TENEKECİ


 
 




18 Temmuz 2012 Çarşamba

Her Şeye Tıpatıp Uyan Ve Her Şeyi Çoktan Bilenlerin Şarkısı



    bir şey yapılması gerektiğini ve de hemen
    çoktan biliyoruz
    ama daha erken olduğunu bir şey yapmak için
    ama artık geç olduğunu bir şey daha yapmak için
    çoktan biliyoruz

    ve işlerimizin yolunda olduğunu
    ve bunun böyle süreceğini
    ve bunun anlamı olmadığını
    çoktan biliyoruz

    ve suçlu olduğumuzu
    ve suçlu oluşumuzda bir suçumuz olmadığını
    ve elimizden bir şey gelmeyişinde suçlu olduğumuzu
    ve bunun bize yettiğini
    çoktan biliyoruz

    ve belki de ağzımızı tutmanın daha iyi olacağını
    ve ağzımızı tutmayacağımızı
    çoktan biliyoruz 
    çoktan biliyoruz

    ve kimseye yardım edemiyeceğimizi
    ve bize kimsenin yardım etmeyeceğini
    çoktan biliyoruz

    ve yetenekli olduğumuzu
    ve hiç ve gene hiç arasında seçme yapabileceğimizi
    ve bu sorunu temelden incelememiz gerektiğini
    ve çaya iki tane şeker attığımızı
    çoktan biliyoruz

    ve baskıya karşı olduğumuzu
    ve sigaraların pahalılaştığını
    çoktan biliyoruz

    ve her seferinde bir şeyin olacağını önceden kestirdiğimizi
    ve her seferinde haklı çıkacağımızı
    ve bundan bir şey çıkmayacağını
    çoktan biliyoruz

    ve her şeyin yalan olduğunu
    çoktan biliyoruz

    ve bir şeyi atlatmanın her şey değilde hiçbir şey olduğunu
    çoktan biliyoruz

    ve bizim bunu atlatacağımızı
    çoktan biliyoruz

    ve bütün bunların yeni olmadığını
    ve yaşamanın güzel olduğunu
    ve bunun her şey olduğunu
    çoktan biliyoruz
    çoktan biliyoruz
    çoktan biliyoruz

    ve bunu çoktan bildiğimizi
    çoktan biliyoruz.

Hans Magnus ENZENSBERGER